Dünyanın en köklü mitolojilerinden birisi olan Yunan mitolojisinde de rüyanın önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Rüya, Yunan mitolojisinde kutsal bir güç hüviyetindedir. Mitolojideki anlatıma bakıldığında bir tanrıça olduğu söylenebilir.
Homeros’un İlyada’sının en önemli kahramanlarından birisi Akhilleus’tur. Akhilleus, Yunanlıların Troia halkına karşı yaptıkları savaşlarda mücadele eden kahraman bir askerdir. Annesi tanrıça Thetis’tir. Akhilleus, Yunan kuvvetlerinin komutanı Agamemnon’un kendisine yaptığı bir haksızlıktan dolayı üzüntüye kapılır ve sahilde, kumların üzerinde uzanarak dalgaları seyretmeye başlamıştır. Artık Yunanlıların hiçbir savaşına katılmamayı düşünmektedir.
Oğlunun üzgün ve perişan halini gören Thetis, birden bire dalgaların arasından çıkar ve oğlunu okşamaya başlar. Akhilleus, annesinin Zeus’a giderek Troia halkını korumasını dilemesini söyler. Çünkü Yunanlılar bozguna uğrayınca, başkomutan (Agamemnon) çaresiz kalacak, küçük gördüğü ve kalbini kırdığı kimseye (Akhilleus’a) boyun eğecek; Akhilleus’un da incinen gururu kurtulmuşolacaktır.
Thetis, hiç vakit kaybetmeden Olympos’a doğru yükselir ve Zeus’un yanına gelir, oğlunun arzusunu iletir. Baştanrı Zeus, Akhilleus’un bu arzusunun yerine getirileceğine dair söz verir. Hemen Agamemnon’a cazip bir rüya gönderir. Agamemnon rüyasında çok akıllı ve bilgin bir insan olarak kabul edilen Nestor’u görür. Nestor, ona, gerçek bir kahramanın bütün gece uyuyarak bedenini gevşetemeyeceğini hatırlatır ve Yunan ordusunu toplayarak Troia halkının üzerine yürümesini ister. Hemen savaşa başlaması durumunda tanrıların yardım edeceklerini; bu sayede de Troia’nın kuvvetli surlarının yıkılacağını söyler.
Agamemnon, bu müjdeli haber üzerine ordusunu toplayarak Troia’ya yürür. Günlerce süren savaşın başlangıcında çok akıllı bir ihtiyar olan Nestor’un tavsiyelerine uyan Yunanlılar, savaşın ilerleyen bölümlerinde üstünlüklerini kaybederler. Yunan gemileri Troia kumandanı Hektor tarafından yakılmaya başlanır. Yunanlılar Hektor’un verdiği zararlara bir türlü engel olamazlar. Herkes, krala baskı yaparak Akhilleus’tan özür dilemesini ister. Başka çaresi olmadığı anlayan kral, Akhilleus’a hediyeler göndererek özür diler. Gururunu kurtardığını düşünen Akhilleus, savaşmayı kabul eder ve Hektor’u öldürür. Ancak bir müddet sonra kendisi de ölür.
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız bölümde olayların başlamasını sağlayan ateşleyici nokta Agamemnon’un gördüğü rüyadır. Bu rüyada görülen kişinin (Nestor’un) tavsiyelerine uyan Agamemnon, hemen ordusunu toplayarak savaşa başlamıştır. Nestor, tıpkı Uluğ Türk gibi akıllı, bilge bir ihtiyardır. Burada onun tavsiyesi üzerine yapılan savaşın büyük bir zararla neticelenmesi de aslında ilginçtir. Çünkü bilge bir kişinin büyük bir zararla neticelenecek bir savaşı önceden bilmesi gerekirdi. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus vardır: Hatırlanacağı üzere rüyanın görülmesini isteyen kişi kutsal bir varlık olan Zeus’tu. Zeus, Rüya’yı Agamemnon’a göndermişti. Başlangıçta bir tanrıça gibi olan Rüya burada tanrıçalıktan çıkarak bilinen anlamıyla kendini göstermiştir. Agamemnon’un Rüya’yı görmesi, ona, Zeus’un Nestor’u kullanarak oynadığı bir oyundur ve bu oyun amacına ulaşmıştır.
Tüm Makaleleri Gör |